1 Mayıs 2011 Pazar

Son veda...

Sosyal medyaya nasıl girdiğimi az çok hatırlar gibiyim. Ancak nasıl gittiğimi hiç unutmayacağım...

Sosyal medya hakkındaki düşüncelerimi az çok anlattım bir önceki yazımda...
Sosyal medyaya her insan bazı beklentilerle gelir. Her zaman bir arayış içerisindedir. Kimileri bunları bulur kimileri de bulamaz. Kimileri ise ne aradığını bile anlayamaz. Galiba ben 3. kısıma giriyorum...

FF de Twitter da güzel günlerimiz geçti. Güldük, eğlendik, üzüldük, ağladık, hüzünlendik vs. Bir insanın yaşayabileceği birçok duyguyu yaşadık. Bazen hadi toplanalım denildi hoop kalktık buluşma yerine gittik.

Bazen güzel sohbetler ettik bazen kızdık, köpürdük...

İşte öyle bir zaman geliyor ki YETER diyorsunuz. Bunu söylediğim zaman bana NEDEN? sorusunu yöneltiyorlar. Cevap basit; Sürekli aklımda olacağına kapalı olsun....

Sizlere son vedamı etmek istedim ve güzel vakitlerinizi alacağını bilmekle beraber oturup bu yazıyı yazdım...

HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.

Saygılarımla BiLgeAmca...

Sosyal Medya...

Aslına bakarsanız blog açmadan önce yazmıştım bu yazıyı...
Daha önce bu yazımı okuyanlar olduğunu biliyorum... Ancak sosyal medyayı tamamen bırakmadan yayınlamak istedim tekrar...
Yazımın eksik kalmasından dolayı özür dileyerek okuyucuları yazımla başbaşa bırakıyorum...
Keyifli okumalar ;)


Sosyal medya ve sosyal medyadaki bazı kişilikler...
"Sosyal Medya" ismini bugünlerde çok sık duyar olduk. Günümüzde bir çok insan sadece gerçek profili ile kalmıyor, sanal ortamda da profil yaratıyor. Fakat bu profillerin kişilikleri zamanla çok farklı yönlere gidiyor. Bu yüzden bu konuyu bu yazımda mercek altına alacağım. Öncelikle sizlere "sosyal medya"nın nasıl doğduğunu anlatayım.
Sosyal medya isminin halk arasındaki başlangıcı "İNTERNET ORTAMI" ismi ile olmuştur. Bu başlangıç ile farklı ülkelerdeki kişiler birbirleri ile görüşmelere başlar. Ardından gelişen mail sistemi ile mail gönderip almak kişilerin vazgeçilmezi olmuştur. Mail sisteminden sonra "IRC(INTERNET RELAY CHAT)" denilen kişilerin toplu anlık konuşmaları sistemi yapılmış. Bu arada Microsoft firmasının hazırladığı "MSN(MicroSoft Network)" kişilerin bireysel olarak karşılıklı konuşma ortamı çıkmıştır. İlerleyen zamanlarda ise bilgi paylaşımı ve sohbet amaçlı olarak "FORUM" sistemi geliştirilmiş ve böylece insanlar forum sitelerinde tanışıp msn adreslerini alarak birbirleri ile sohbetler geliştirmeye, ihtimali durumunda meslek hayatlarında paylaşımlarda bulunmuşlardır.
Forum sitelerine noktayı koyan Harvard Üniversitesi öğrencilerinden Mark Zuckerberg'ın Şubat 2004 senesinde kurmuş olduğu ve şuanda da bütün dünya çapında kullanılan "FACEBOOK" isimli sosyal medya yazılımıdır.
Bu arada halk arasında arkadaşlık siteleri de denilen ancak kullananlar arasında sosyal medya olarak bilinen "TWITTER,FRIENDFEED vs." sitelere talep hızla artmıştır.
Sosyal medyanın tarihçesinden biraz bahsettik...Şimdi de bu sitelerdeki insan çeşitliliğinden ve sanalda takılma sebeplerinden bahsedelim....
Bilgisayar bağımlılarını mevzu dışında tutmak istiyorum müsaade ederseniz, ki onlar artık mevzuyu abartmış ve günün bazen 20 saatini bile bilgisayar başında geçirmeye ve internette sörf yapmaya adamışlardır... Bunların yanısıra hava durumunu düşünenler, cebinde parası olmayıp evde hapis kalanlar, hasta olanları da elersek geriye kalanların internette takılmalarının sebepleri daha belirgin oluyor...
Şimdi bilgisayarla alakalı olmayan bir meslek erbabı "Akşama kadar bilgisayar başında ne yapar?" Sorusuna cevabı birçok kişi verebilir.Farklı düşünceler de çıkabilir. Ancak bana sorarsanız ya hatun tavlamaya gelmiştir yada hayranı olduğu birkaç kişi ile sohbete gelmiştir. Haa diyeceksiniz ki artık sevgililer de msn'de görüşüyorlar. Valla haklısınız o konuda. Kontör fiyatları bu kadar pahalı olursa ben de msn'de konuşurum arkadaş...
Şimdi kız tavlamaya gelen adamları ele alalım. Kafede, kütüphanede, sokakta vs. tanışamayacak, tanışsa da konuşamayacak kadar içine kapanık olan birisi olabilir. Dışarda bir şey yapamayınca ne yapıyor hooop doğruca nete. Giriyor bir sosyal medya sitesine karşılıklı paylaşımlar, anlatımlar, konuşmalar derken muhabbet ortamı oluşuyor. Buraya kadar normaliz. Bundan sonra gözüne birini kestiriyor, içinden bir ses "-Olum sen bu kızı ayarlarsın(!)" diyor. Bu sözle başlıyor işte herşey. Haa diyeceksiniz ki yav arkadaş bu adamın hiç mi işi gücü yok da bu kadar oturuyor bilgisayar başında? Bence bu adamın işi de o gücü de o. Takmış kafayı abi kızı ayarlayacak(!)... Özel muhabbetler başlar. Bazen tartışmalar olsa da tartışmanın ardından gelen güzel kelimeler ve gönül almak için uğraşlar kızı bizim elemana bağlar. Sonrası mı? Sonrası meçhul...
Peki sonra ne olur derseniz devam edelim. İş bu noktaya geldikten sonra bizim elemanın istediği olmuştur ve Kızı ayarlamıştır(!). İsterse bir müddet gönül eğlencesi uğruna gezer tozar eğlenir, isterse hayatının geri kalanını onunla yaşar. Peki "Bunu reel dünyada yani gerçek hayatta yapamaz mıydı?" diye soran olursa bence yapamaz. Ki yapabilecek olsaydı saatlerce o bilgisayar başında oturmazdı. (Bu olaydaki roller değişkendir.)
BiLgeAmca...