sosyal medya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sosyal medya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Haziran 2012 Pazartesi

6 milyon kullanıcı şifresi çalındı


İş dünyasına hitap eden sosyal ağ sitesi LinkedIn, 6 milyon 460 bin kullanıcının şifresinin çalındığını doğruladı ve uyardı: Şifrelerinizi değiştirin!


      Rus hackerların yaptığı saldırı sonucu 6,458,020 milyon kişinin kullanıcı adı ve şifresinin çalındığı doğrulayan siteden uyarıgeldi. İş dünyasının sosyal ağı olarak bilinen LinkedIn, iki gün önce Rus hackerların saldırısına maruz kalmıştı.

     Saldırı sonrasında resmi bir açıklamanın gelmediği site, Rus hackerların kullanıcı şifrelerini internette yayınlamaları sonrasında şifrelerin çalındığını itiraf etmek durumunda kaldı.

    İnternet sitesi tarafından kullanıcılara gönderilen e-mailde, eski şifrelerin geçersiz olduğu ve yeni şifre almaları gerektiği belirtildi.

    Saldırıdan etkilenmeyen grubun, söz konusu durumdan etkilenmediği gelen bilgiler arasında. 200 ülkede 160 milyon kullanıcısı olan LinkedIn'in hisseleri geçen sene borsada işlem görmeye başlamıştı. Citigroup, olay sonrasında hisse için al önerisini nötr'e düşürdüğünü açıkladı.

Alıntı: 6 milyon kullanıcı şifresi çalındı

1 Mayıs 2011 Pazar

Sosyal Medya...

Aslına bakarsanız blog açmadan önce yazmıştım bu yazıyı...
Daha önce bu yazımı okuyanlar olduğunu biliyorum... Ancak sosyal medyayı tamamen bırakmadan yayınlamak istedim tekrar...
Yazımın eksik kalmasından dolayı özür dileyerek okuyucuları yazımla başbaşa bırakıyorum...
Keyifli okumalar ;)


Sosyal medya ve sosyal medyadaki bazı kişilikler...
"Sosyal Medya" ismini bugünlerde çok sık duyar olduk. Günümüzde bir çok insan sadece gerçek profili ile kalmıyor, sanal ortamda da profil yaratıyor. Fakat bu profillerin kişilikleri zamanla çok farklı yönlere gidiyor. Bu yüzden bu konuyu bu yazımda mercek altına alacağım. Öncelikle sizlere "sosyal medya"nın nasıl doğduğunu anlatayım.
Sosyal medya isminin halk arasındaki başlangıcı "İNTERNET ORTAMI" ismi ile olmuştur. Bu başlangıç ile farklı ülkelerdeki kişiler birbirleri ile görüşmelere başlar. Ardından gelişen mail sistemi ile mail gönderip almak kişilerin vazgeçilmezi olmuştur. Mail sisteminden sonra "IRC(INTERNET RELAY CHAT)" denilen kişilerin toplu anlık konuşmaları sistemi yapılmış. Bu arada Microsoft firmasının hazırladığı "MSN(MicroSoft Network)" kişilerin bireysel olarak karşılıklı konuşma ortamı çıkmıştır. İlerleyen zamanlarda ise bilgi paylaşımı ve sohbet amaçlı olarak "FORUM" sistemi geliştirilmiş ve böylece insanlar forum sitelerinde tanışıp msn adreslerini alarak birbirleri ile sohbetler geliştirmeye, ihtimali durumunda meslek hayatlarında paylaşımlarda bulunmuşlardır.
Forum sitelerine noktayı koyan Harvard Üniversitesi öğrencilerinden Mark Zuckerberg'ın Şubat 2004 senesinde kurmuş olduğu ve şuanda da bütün dünya çapında kullanılan "FACEBOOK" isimli sosyal medya yazılımıdır.
Bu arada halk arasında arkadaşlık siteleri de denilen ancak kullananlar arasında sosyal medya olarak bilinen "TWITTER,FRIENDFEED vs." sitelere talep hızla artmıştır.
Sosyal medyanın tarihçesinden biraz bahsettik...Şimdi de bu sitelerdeki insan çeşitliliğinden ve sanalda takılma sebeplerinden bahsedelim....
Bilgisayar bağımlılarını mevzu dışında tutmak istiyorum müsaade ederseniz, ki onlar artık mevzuyu abartmış ve günün bazen 20 saatini bile bilgisayar başında geçirmeye ve internette sörf yapmaya adamışlardır... Bunların yanısıra hava durumunu düşünenler, cebinde parası olmayıp evde hapis kalanlar, hasta olanları da elersek geriye kalanların internette takılmalarının sebepleri daha belirgin oluyor...
Şimdi bilgisayarla alakalı olmayan bir meslek erbabı "Akşama kadar bilgisayar başında ne yapar?" Sorusuna cevabı birçok kişi verebilir.Farklı düşünceler de çıkabilir. Ancak bana sorarsanız ya hatun tavlamaya gelmiştir yada hayranı olduğu birkaç kişi ile sohbete gelmiştir. Haa diyeceksiniz ki artık sevgililer de msn'de görüşüyorlar. Valla haklısınız o konuda. Kontör fiyatları bu kadar pahalı olursa ben de msn'de konuşurum arkadaş...
Şimdi kız tavlamaya gelen adamları ele alalım. Kafede, kütüphanede, sokakta vs. tanışamayacak, tanışsa da konuşamayacak kadar içine kapanık olan birisi olabilir. Dışarda bir şey yapamayınca ne yapıyor hooop doğruca nete. Giriyor bir sosyal medya sitesine karşılıklı paylaşımlar, anlatımlar, konuşmalar derken muhabbet ortamı oluşuyor. Buraya kadar normaliz. Bundan sonra gözüne birini kestiriyor, içinden bir ses "-Olum sen bu kızı ayarlarsın(!)" diyor. Bu sözle başlıyor işte herşey. Haa diyeceksiniz ki yav arkadaş bu adamın hiç mi işi gücü yok da bu kadar oturuyor bilgisayar başında? Bence bu adamın işi de o gücü de o. Takmış kafayı abi kızı ayarlayacak(!)... Özel muhabbetler başlar. Bazen tartışmalar olsa da tartışmanın ardından gelen güzel kelimeler ve gönül almak için uğraşlar kızı bizim elemana bağlar. Sonrası mı? Sonrası meçhul...
Peki sonra ne olur derseniz devam edelim. İş bu noktaya geldikten sonra bizim elemanın istediği olmuştur ve Kızı ayarlamıştır(!). İsterse bir müddet gönül eğlencesi uğruna gezer tozar eğlenir, isterse hayatının geri kalanını onunla yaşar. Peki "Bunu reel dünyada yani gerçek hayatta yapamaz mıydı?" diye soran olursa bence yapamaz. Ki yapabilecek olsaydı saatlerce o bilgisayar başında oturmazdı. (Bu olaydaki roller değişkendir.)
BiLgeAmca...